
Sayın Cumhurbaşkanım,
Bizler, bin yılda onlarca Türk devleti kurduk bu topraklarda. Koskoca bir imparatorluk kurduk. Yetmiş iki milleti barış içinde bağrımıza bastık. Bu topraklarda birçok bilgin, düşünür, ozan yetiştirdik. Dünyanın imrendiği "gel, her kim olursan gel..." sözlerini söyleyen Mevlana, Yunus yetiştirdik.
Merhametli, kudretli, şefaatli hükümdarların yönettiği topraklarda büyüdük. Allah'tan başkasının hükmü altında olmadık, hiçbir millete boyun eğmedik. Gerektiğinde savaşların en şereflisini verip Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduk.
Bugün siz, bu milletin cumhurbaşkanı olarak o şerefli makamda bulunuyorsunuz.
Bizler, beşbin çaresiz ALS hastası, ölüyoruz Cumhurbaşkanım!
Ölüm, Allah'ın emri, hepimiz bir gün ölümü tadacağız. Ancak bizler, yaşatacak çareler olmasına rağmen göz göre göre ölüyoruz. Analarımızın, babalarımızın, yavrularımızın çaresiz bakışları önünde eriyip gidiyoruz.
Bizler, beş bin çaresiz ALS hastası, ölüyoruz Cumhurbaşkanım! Oysa yaşayabiliriz.
Bazılarımız askerliğini, anneliğini yapamadan ölüyoruz. Vatanı korumak için ölme imkanımız olsaydı neden öldüğümüzü bilirdik. Şehit olmanın verdiği huzur ile ölüme seve seve giderdik. Bir amaç için ölsek, uğruna ölünecek bir amacımız olduğu için ölüme güle oynaya giderdik. Bizler, beş bin çaresiz ALS hastası, neden öldüğümüzü bile bilmeden ölüyoruz Cumhurbaşkanım!
Hastalık kader ise hekimlerimiz var. Hastalık amansız olsa da üç gün daha yaşatmanın yolları var. Hastalıklar adil olmasa da sevdiklerimiz, sevenlerimiz var Cumhurbaşkanım. Bizler, beş bin çaresiz ALS hastası, yaşatılabilecek iken, mevzuat nedeniyle ölüyoruz Cumhurbaşkanım!
Önce Allah'a, sonra devletimize ve şahsınızda Cumhurbaşkanımıza güvenimiz sonsuzdur.
Hayatımızın en verimli yaşlarında elden ayaktan düşüyoruz, işten güçten oluyoruz. Evlere hapsoluyoruz. Bir çürük karyolada ölüyoruz Cumhurbaşkanım.
Sokaklarda göremezsiniz bizi. Bayramlarda düğünlerde göremezsiniz bizi. Varsa başımızı sokacak bir evimiz, orada ölümü beklemekteyiz. Ölümü kurtuluş olarak görmekteyiz.
Huzurevleri almaz bizi. Hastaneler bir aydan fazla tutmaz bizi. Valimiz, kaymakamımız görmez bizi.
Varsa bir emekli aylığımız, onu da çocuklarımıza harcarız, cihazlara, elektriğe, bakıcıya para yetmez, ölürüz biz Cumhurbaşkanım.
Oysa bir can taşıyan bizler için bir yaşam var bizden içeri, bizden dışarı. Eşimiz, çocuklarımız, umutlarımız, hayallerimiz var. Sırf mevzuat yüzünden kadere boyun eğmek kahrediyor bizi Cumhurbaşkanım.
Kafamız karışıyor Cumhurbaşkanım. Nerede şifa var diyorlar oraya koşuyoruz. Elimizde avucumuzda ne kaldıysa onu da televizyonda, gazetelerdeki umut tacirlerine kaptırıyoruz. Son nefesimizi verirken aklımız çocuklarımızda kalıyor Cumhurbaşkanım.
Cumhurbaşkanım,
Bizler, beş bin çaresiz ALS hastası, sadece mevzuat yüzünden ölürken, diyoruz ki hep bir ağızdan:
Bir bilene sorsanız, vardır bizi yaşatmanın bir yolu. Sağlık bakanımız, hekimlerimiz de biliyorlar ki uygun imkanlar sağlanırsa yaşayabiliriz.
Merhametli, kudretli, şefaatli devletimizin şerefli Cumhurbaşkanımıza durumu arz ederiz.
Beş bin çaresiz ALS hastası, aileleri ve çocukları
*ALS: Amiyotrofik Lateral Skleroz hastalığı
Yorumlar
Süleyman aksoy abim Murat aksoy 8 aydır içeride Manisa Akhisar li konyada alındı şuanda Adana'da Osmaniye'de boşu boşuna yatıyor bizim bu konuyla bir ilgimiz yok Allah belasını versin o fetonun abime yardımcı olun durumu nedir bilmiyoruz biz 15 yıldır sizlerin arkanizdaydik sizinleydik numaram 05372176960 bilgi verirseniz sevinirim abim nezaman çıkacak daha mahkemeler yok
Kıymetli Cumhurbaşkanım, ben de sigarayı sizi tv de izleyip bıraktım ancak annem ameliyat sonrası korkup yuruyemiyor babamı 1988de kalp krızınde kaybettik ben öğretmen olduğum için sabah bırakılıp aksam eve getirilecek bir kres gibi yer(fizik tedavisi olan) gücüm yetmiyor kısa sürede bitiyor fizik tedavi sonra yalnız kalınca geriliyor tekrar gerçekten sigaraya başlamak istemiyorum belki sizin zamanınız böyle şeylerle oyalıyorum özür dilerim ama gerçekten çok üzülüyorum ve hiç bir şey yapamamaktan anne duası alamamaktan saygılarımla